Sağlıklı bir yaşam için engelleri tekrar düşünmek

18 Kasım 2013

Hatice-AyataçDoç.Dr. Hatice AYATAÇ

İTÜ Mimarlık Fakültesi,

Şehir ve Bölge Planlaması Bölümü

Öğretim Görevlisi

Günümüzde her dil, din, ırkta insan sağlıksız yaşam koşullarından etkilenmektedir. Yeni bin yıla girilirken dünya nüfusunun 1/10’nu kentlerde yaşarken, bugün nüfusun yarısı kentlerde hatta 1.1 milyon kişi sağlıksız kentlerde yaşamaktadır. Oysa, genel olarak fiziksel, zihinsel ve sosyal esenlik hali olarak tanımlanan sağlıklı koşullara erişmek her insanın temel haklarından birisidir.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu’nun verilerine göre, 7 milyar kişiye ulaşan dünya nüfusunun 1 milyardan fazlasının engelli olduğu tahmin edilmektedir. Bu nüfusunun yaklaşık %15’i farklı türde engele sahiptir (Dünya Sağlık Örgütü, 2010). Engelli sayısı 1970’lerde %10 iken giderek artmaktadır ve yaşlanan nüfus engelli olmada yüksek riske sahiptir. Kronik hastalıklar ve bunlara bağlı engelli nüfusun %66.5 i düşük ve orta gelirli ülkelerde yaşamaktadır. Engelli olmaya neden olan sağlık koşulları yanı sıra trafik kazaları, doğal afetler gibi çevresel koşullarında yine bu ülkelerde üst düzeyde olduğu anlaşılmaktadır.

Dünya sağlık örgütünün değerlendirmesinde engel oluşturan temel nedenler; yetersiz politika ve standartlar, negatif davranışlar (toplumsal kabuller), engellilere özgü servislerin yetersizliği, bütçe yetersizlikleri, erişilebilirliğin eksikliği, yeterli veri olmayışı olarak sıralanmaktadır.

Geçen yüzyılın ortalarından itibaren engelli olmak basit bir medikal problemden çok sosyo-politik bir kapsama erişmiştir. 1960 lardan beri çeşitli aktivistler belli fiziksel, bedensel, ruhsal engeli olanlarında topluma ve toplumsal olaylara katılması gerektiğini vurgulamaktadırlar. 1970 lerde savaş gazileri ve engellilerin karşılaştıkları güçlüklere karşı “barrier free” “engelsizlik” anlayışı kabul edilmiştir. Bugün sadece bedensel bir engeli olanlar değil, toplumun farklı kesimleri, yaşlılar, hamileler, çocuklar ve geçici rahatsızlıkları olanlar da “bariyerlerle” karşılaşmaktadır.

21.yy’daki gündemde çevre koşulları, ekolojik dengeler, demokratik, eşitlikçi ve sürdürülebilir toplumsal yarar ve tasarım tartışılmaktadır. Günümüzdeki bu tartışmaların omurgası ise “evrensel tasarım” olgusu üzerinde gelişmektedir. Evrensel tasarım, özellikle Amerika, Japonya ve İskandinav ülkelerinde , çeşitli tasarım perspektiflerinde okullarda ele alınan yeni bir tasarım düşüncesidir (Christophersen, J. 2002).

Evrensel tasarım tüm insanlar tarafından kullanılabilen ürün ve çevrenin tasarımıdır (Mace, 1985) Evrensel tasarım fiziksel çevremizi biçimlendiren tasarım olgusunun genel tanımıdır. Evrensel tasarım terimi dünyada çeşitli bölgelerde farklı tanımlanmaktadır. Amerika’da “evrensel tasarım”, İngiltere’de “kapsayıcı tasarım”, Danimarka, Finlandiya, Hollanda ve Avrupa’da “tüm sosyal gruplar için tasarım”, genel anlamıyla “erişilebilir tasarım” “genele aktarılan tasarım” dır.

Evrensel tasarımı diğer tasarım terminolojilerinden ayrıştıran “fiziksel olduğu kadar sosyal yapıya da odaklanması” ve “bir ürünü binayla yada şehirle bütünleştiren ve herkes için kullanılır olmasını hedefleyen bir tasarım” olmasıdır (Ostroff, 2001). Evrensel tasarım kavramında konu edilen engelli insanlar değil, tüm insanlardır. Buradaki ana fikir, aslında tüm insanların, yaş, beceri kaybı gibi nedenlerle, bir çeşit engelli olduğu görüşüdür. Evrensel tasarım yedi temel prensiple açıklanmaktadır (Evrensel Tasarım Merkezi, 2000). Bu prensipler tüm bireylerin ihtiyaçlarını karşılamada tasarımcıyı yönlendirir.

İlke 1. Eşitlik: Tasarım tüm bireyler için eşit şartlar sağlamalı, ayırım yapmamalı, güvenlik ve mahremiyet koşullarını sağlamalıdır. Her alanda eşitliğin sağlanması toplumda güven ve ümit duygusunun oluşmasında yardımcı olur ve sosyal bağları güçlendirir ve aidiyet duygusunun yerleşmesini sağlar.

İlke 2. Esneklik: Farklı bireysel tercih ve yetkinlikleri kapsamalı ve farklı kullanım biçimlerine olanak vermelidir.

İlke 3. Basitlik: Kullanıcının tecrübe, bilgi, dil becerisinden bağımsız olarak kolay anlaşılabilir olmalı, gereksiz karmaşadan kaçınmalı, kullanıcının beklentilerine ve sezgisel kullanımına aykırı olmamalıdır.

İlke 4. Algılanabilirlik-okunabilirlik: Tasarım kullanıcı için gerekli bilgiyi, ortamın koşullarından ve kullanıcının algılamasından bağımsız vermelidir. Temel bileşim okunabilirliğidir.

İlke 5. Tolerans: Tasarım, kaza veya istenmeyen davranışlar sonucu ortaya çıkabilecek tehlikeli ve kötü sonuçları en aza indirmelidir. Kaza ve hatalara sebep olabilecek davranış biçimleri ve tasarım unsurları açık olarak ifade edilmiş olmalıdır. Hatalara olanak tanımayan özellikler sağlanmalıdır.

İlke 6. Etkinlik: Kullanıcı tasarımı etkin ve rahat kullanmalı, yorgunluğa olanak vermemeli, uzun süreli güç kullanımı en aza indirilmeli, erişilebilir olmalıdır.

İlke 7. Uygunluk: Kullanıcının boyuna, kilosuna ve beden ölçüsüne uygun, konforlu ve yeterli olmalıdır.

Türkiye’de evrensel tasarımın değerlendirilmesi

Ülkemizde evrensel tasarımın temel ilkesi olan ulaşılabilirlik konusu ilk kez 1997 yılında 3194 sayılı İmar Kanunu’na eklenen Ek Madde 1’deki; “Fiziksel çevrenin özürlüler için ulaşılabilir ve yaşanılabilir kılınması için, imar planları ile kentsel, sosyal, teknik altyapı alanlarında ve yapılarda, Türk Standartları Enstitüsünün ilgili standardına uyulması zorunludur” hükmüyle yasal altyapıya kavuşturulmuştur. 8. ve 9. Beş Yıllık Kalkınma Planların da “özürlülerin ekonomik ve sosyal hayata katılımlarının artırılmasına yönelik, sosyal ve fiziki çevre şartlarının iyileştirileceği” belirtilmiştir. Bayındırlık ve İskân Bakanlığı tarafından çıkarılan yönetmeliklerde konu yer almış, Türk Standartları Enstitüsü (TSE) tarafından konuyla ilgili birçok standart yayımlanmıştır.

5378 sayılı Engelliler Kanunu ulaşılabilirlik konusunda “Kamu kurum ve kuruluşlarına ait mevcut resmî yapılar, mevcut tüm yol, kaldırım, yaya geçidi, açık ve yeşil alanlar, spor alanları ve benzeri sosyal ve kültürel alt yapı alanları ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yapılmış ve umuma açık hizmet veren her türlü yapılar bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yedi yıl içinde özürlülerin erişebilirliğine uygun duruma getirilir” hükmünü tanımlamaktadır. TC. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu’nun İlgili yasal düzenlemeyi izlediği 2009 tarihli raporunda, ulaşılabilirlik konusunda, özellikle 5378 sayılı Kanunla getirilen düzenlemelerin gerçekleştirilmeme gerekçesinin personel ve finansman yetersizliği değil kurumların, konuya gerekli önem ve hassasiyeti göstermemeleri olduğu belirtilmektedir.

Gerek bu yasal düzenlemeler gerekse de Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Bütünleşik Kentsel Gelişme Stratejisi (KENTGES) çalışmalarında “herkes için tasarım” bir eylem olarak kabul edilip güvenli yerleşme tasarım rehberlerinin İçişleri bakanlığı sorumluluğunda belediyeler, üniversiteler, meslek odaları ilgisinde 2023’e kadar hazırlanması öngörülmüştür.

Sonuç

Dünya Sağlık Örgütü (1946) tarafından tanımlanan sağlık kavramı kapsamında, sağlık politikalarının yalnızca sağlıkla ilgili olan profesyonellerin değil aynı zamanda birçok mesleğin ve kuruluşun temel amaçlarından biri olduğu, özellikle şehir planlama alanının sağlıklı bir çevre yaratılması konusunda anahtar bir role sahip olduğu ifade edilmektedir.

Sağlıklı kent tüm sosyal gruplara ve yaştaki bireye eşit fırsatlar verir (Zagreb Declaration for Healthy Cities). 2009 tarihli Ayrımcılık Yasasına göre ise Kapsayıcı tasarım ilkesinde, mimarların,plancıların ve diğer uygulayıcıların yapılaşmış çevre tasarımına tasarımın tüm detaylarıyla katkı vereceği, onların temel görevlerinin kapsayıcı tasarım temel ilkesiyle asgari çözümü üretmede sorumlu oldukları tanımlanmaktadır. ( Barnes, 2011).

Kavramsal ve yasal olarak yapılan tüm tartışma ve önermeler geleceğin kentlerinde, kentlerimizde evrensel tasarım ilkelerine uyulmasının gerekliliğini vurgulamaktadır. Temel ilkeleri ve uygulama araçları, yasal alt yapısı ve takvimi belirlenen “herkes için tasarım” süreci 2015 yılına kadar uygulamaya geçirilecektir.

Kaynaklar

Barnes, C., 2011.Understanding Disability and the Importance of Design for All, “Journal of Accessibility and Design for All”, 1(1): 55-80.

Christophersen, J. (Ed) 2002.”Universal Design, 17 ways of Thinking and Teaching”, Husbanken.

Grande Dyb, Ve L., 2010, “Universal Design; Rethinking Barriers To Quality of Life”, Bergen School of Architecture.

Ostroff, E. (Ed) 2001. “Universal Design; The New Paradigm” Universal Design Handbook, Chapter, 1. Mc Grawn Hill Companies.

TC. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu, Denetleme Raporu, 27/08/ 2009 tarih, 2009 /5 sayı.

World Health Organization Report, 2010. (http://www.euro.who.int/en/what-we-do/health-topics/environment-and-health/urban-health/activities/healthy-cities)

World Report on Disability, 2011, (http://www.who.int/disabilities/world_report/2011/en/index.html)

Zagreb Declaration for Healthy Cities http://www.euro.who.int/en/what-we-do/health-topics/environment-and-health/urban-health/publications/2009/zagreb-declaration-for-healthy-cities

 

Mail listesine üye olun

Kaydınız alınmıştır.