DSÖ’nün 1948′de kuruluş günü olan 7 Nisan her sene Dünya Sağlık Günü olarak kutlanmaktadır. Dünya Sağlık Günü tüm dünyada halk sağlığı açısından öncelikleri gündeme taşımak amacıyla belli bir konuya odaklanmaktadır. 2013 yılının öncelikli konusu ise yüksek tansiyon olarak belirlenmiştir.
Tuz alımını azaltmak, yüksek kan basıncını ve bununla birlikte oluşabilecek felç, kalp ve böbrek hastalıkları riskini de azaltmanın en kolay yollarından biridir. Günlük tuz alımını 5 gr’dan daha aza indirmek (yaklaşık 1 çay kaşığına eşit bir miktar) felç riskini %23 ve kalp hastalıklarının genel oranını %17 azaltır. DSÖ Avrupa bölgesindeki nüfusun günlük tuz tüketimi 8-11 gr arasındadır ve tavsiye edilen orandan oldukça yüksektir.
Fazla tuz alımında en büyük etken yemek sofrasının üzerindeki tuzluk değildir. Mesela Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde halkın tükettiği tuzun %80’i peynir, ekmek ve hazır yemek gibi işlenmiş gıdalarla alınmaktadır. Çoğu insan, farkında olmadan gereğinden fazla tuz tüketerek, kan basıncı ve genel kalp-damar sağlığı bakımından kendileri için olumsuz sonuçlar yaratabilmektedir.
DSÖ Avrupa Bölge Ofisi Direktörü Zsuzsanna Jakab, “tuz tüketimini azaltmak, yüksek kan basıncının önemli düzeydeki ekonomik külfetini azaltmanın en maliyet-etkin yoludur” demektedir. “Her türlü tuz tüketiminin azaltılması olumlu olsa da çoğu ülkede bizi en az endişelendiren masada yiyeceklere eklenilen tuzdur. Asıl etkili olan, bazı et ürünleri ve ekmek gibi gıda maddelerine üretimleri sırasında eklenen tuzdur. Bu gıda maddelerinin etiketlemeleri iyi olmadıkça ve tüketiciler bu hususa dikkat etmedikçe, hazır gıdalara eklenen tuzun göz ardı edilmesi kolaylaşmaktadır.”
Tuzu azaltmayı desteklemek için politika ve halk sağlığı önlemleri
4 Nisanda DSÖ Avrupa Bölge Ofisi, Avrupa ülkelerindeki güncel girişimlerini gözden geçiren “DSÖ Avrupa Bölgesinde Tuzu Azaltma Girişimlerinin Haritası” başlıklı bir rapor yayınlayacaktır. Pek çok ülke, yiyecek ve ürünleri etiketleme, tüketici eğitimi, ulusal beslenme kılavuzlarının güncellenmesi ve gıda üreticileriyle işlenmiş gıdalarda daha az tuz içeriği kullanılması konularında yapılan müzakereler gibi önlem ve girişimlerle kayda değer sonuçlar almaya başlamıştır.
Finlandiya:
- Çok tuzlu ve tuz içerikli pek çok gıda kategorisinde uyarı etiketleri zorunlu hale gelmiştir. Yüksek tuz oranlı yiyeceklere uyarı etiketi konulması konusunda yasal önlemlerin alınması, bu etiketlerden kaçınmak isteyen endüstrinin ürünleri yeniden formüle etmesini beraberinde getirmiştir. Sonuçta, ekmek de dahil olmak üzere çeşitli ürünlerdeki tuz oranı %20-25 azaltılmıştır.
- Okul çocukları için sağlıklı beslenme (az tuz tüketimi de dahil) eğitimleri zorunlu hale getirilmiştir.
- Günlük tuz tüketimi son 30 yılda %40 oranında düşmüştür, bugün kadınlar için 7gr ve erkekler için 8.3 gr düzeyindedir.
İngiltere:
- Gıdaların dörtte üçünden fazlasındaki “trafik ışıkları” şeklindeki beslenme etiketleri yağ, doymuş yağ, şeker ve tuz içeriğini; kırmızı, sarı ve yeşil halkalar ise sırasıyla yüksek, orta ve düşük değerleri göstermektedir. Bu gönüllü sistem 2006 yılında uygulanmaya konulmuştur.
- Son 10 yılda ortalama günlük tuz kullanımı % 10 oranında azalarak 8.6 grama kadar düşmüştür.
- Tuzu azaltan tüketicilerin sayısı üçte bir oranında artmıştır.
Kazakistan:
Ana konusu, yüksek kan basıncının klinik bulguları ve yönetiminin geliştirilmesi olan yeni klinik uygulama kılavuzları 2005 yılında uygulamaya konulmuştur. Bu kılavuzların kullanımının; vaka tespitini, hastaların reçeteli ilaç kullanımını, tuz tüketiminin azaltılmasını, hastaların düzenli egzersizleri artırmasını, normal kan basıncına sahip hastaların oranının artmasını (%14’ten %26.2’ya çıkmış) ve yüksek kan basıncı oranının düşmesini (%51.6’dan % 35.8’e) sağladığı görülmüştür.
Düşmanı Tanı ve Harekete Geç:
Dikkat edilmesi gereken fazla tuz içeren 12 gıda maddesi: ekmek, et ürünleri, peynir, hazır gıdalar, çorba, kahvaltı gevrekleri, balık ürünleri, gevrek atıştırmalık ürünler, yemek firmaları tarafından hazırlanan yiyecekler, restoran yemekleri, soslar, çeşniler ve baharatlar, patates ürünleridir.
İnsanlar aşağıda sıralanan yöntemlerle kalp krizi ve felç riskini azaltıp, kan basınçlarını kontrol altına alabilirler:
- Sağlıklı beslenerek
- Tuz tüketimini azaltarak (günlük 5 gr’dan daha az)
- Düzenli egzersiz yaparak
- Sigarayı bırakarak
- Alkol kullanımını azaltarak
- Stresi kontrol ederek
DSÖ Avrupa Bölge Ofisinin web sitesi aşağıdaki konuları da kapsayacak şekilde farklı bilgiler ve yayınları tavsiye etmektedir.
- DSÖ Avrupa Bölge Ofisi’ne ulaşan tuz konusunda en çok sorulan sorular[1
- DSÖ Avrupa Bölge Ofisi’nde Tuzu Azaltma Girişimlerinin Haritası[2]
- Yüksek kan basıncı – Ülkelerin deneyimleri ve Avrupa Bölgesinde kullanılan etkili girişimler[3]
[1] http://www.euro.who.int/en/what-we-do/health-topics/disease-prevention/nutrition/news/news/2011/10/reducing-salt-intake/frequently-asked-questions-about-salt-in-the-who-european-region
[2] http://www.euro.who.int/en/
[3] http://www.euro.who.int/en/what-we-do/health-topics/noncommunicable-diseases/cardiovascular-diseases/publications/2013/high-blood-pressure-country-experiences-and-effective-interventions-utilized-across-the-european-region